Jimmy başarısız, herkese borcu olan bir avukat. Abisi Chuck ise, oldukça başarılı ancak kendisini günümüz dünyasından soyutlamış birisi. Abisinin milyon dolarlar değerinde bir şirketi var, Jimmy; Chuck’ın parasını şirketten almasını ve ayrılmasını istiyor. Ancak Chuck’a göre içerisinde bulunduğu durum geçici ve kısa bir süre sonra tekrar şirkete geri dönecek. Daha ilk bölümden, Breaking Bad’ten aşina olduğumuz isimlere rastlıyoruz. Mike Ehrmantraut (Jonathan Banks) Jimmy’nin davalara girdiği mahkeme binasının oto park görevlisi. İlk bölümden bile ikilimiz arasında komik diyaloglar geçiyor ve Saul Goodman’ın bildiğimiz espiri anlayışıyla, sivri dilini hatırlıyoruz. Jimmy ise sürekli kısa yoldan köşeyi dönme çabasında. Bu çaba onu ilk bölümden ölümün kıyısına getiriyor. Dolandırıcılık peşindeyken, yolları Tuco ile kesişiyor ve Jimmy adeta ecel terleri döküyor.
Abisi Chuck, ısrarla onun kamu davalarına bakmasını, tecrübe ve para kazanmasını istiyor. Jimmy’nin Saul’a dönüşme serüvenini izleyeceğimiz dizide Breaking Bad’i anımsatan çekim açıları, müzikler, ve diğer detaylar bizi içine çekiyor.
Better Call Saul bir Bad Breaking değil.
Ya da Jimmy McGill bir Walter White değil.
Bu bilinçle izlediğimde bile sürekli Breaking Bad izliyormuş hissine kapılmadan duramadım. Walter White ve Jesse karakterleri, oyuncu olarak Better Call Saul’da hiçbir zaman olmayacak ancak bu onların isimlerini duymayacağımız anlamına gelmiyor.
Özetleyecek olursam, Breaking Bad’in damakta bıraktığı tat bir başka. Ancak o tadı anımsayacağınız; özleminizi bir nebze de olsa giderecek harika bir iş başlamış durumda. Takipte kalmakta fayda var.
